Gazetecilik mi? Fenomencilik mi?

Haberde temel bir kural vardır; gazeteciler buna 5n 1k diye kısaltmasını kullanır. Bir şeyin haber niteliğini taşıması için bu temel prensibin tamamına cevap vermesi gerekir.

Haber yaparken bu temel prensipler okuyucunun kafasında olayın tam anlamıyla şekillenmesi ve olayı da doğru yorumlanmasını sağlar.

Paylaşılan herhangi bir şeye balıklama dalmaz gazeteci, onu sorar soruşturur, okuyucunun önüne 5n- 1k cevabıyla birlikte bırakır ki okuyucu o haber üzerine sergileyeceği tavrı ve taraflılığı doğru inşaa etsin.

Son yılların sosyal medya kirlenmesinin temeli olan beğenilsin, çok kişi görsün gibi fenomencilik oynamaz gazeteci… ilkokul çocuklarının yaptığı tarzdan “Ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin, kim” sorularının cevabını bulmadan paylaşım yapmaz.

Kırıkkale Zafer Caddesinden bir görüntü sosyal medyada dolanıyor. Olayın içeriğine dair bir şey yazmaya çekinenler nedense görüntüyü bırakıp kim hangi yorumu yaparsa yapsın şeklinde davranıyor.

Peki, o görüntülerin öncesi ve sonrasında ne oldu? Tartışma niçin başladı? Taraflar kimler? Olayın seyri nasıl? Ne zaman oldu? Hiçbirinin cevabı yok.

Bir görüntü ve o görüntü üzerinden Kırıkkale insanını “şehitler diyarı Kırıkkale’de polis bunu yapar mı?”ya kadar sürükleyen yorumlara sebebiyet vermek gazetecilik mi?

“Gerçekte ne oldu?” ise onu anlatması gereken gazetecilerin ham ve içeriği meçhul bir şeyi paylaşması gazetecilik sorumluluğu ve ahlakından uzaktır.

Ayrıca gazetecilik sosyal sorumlulukta gerektirir.

Gazeteci kimi zaman içeriğini tam anlamıyla çözemediği, derinlemesine bilgi sahibi olmadığı olayları yazmaz. Duyumlar alır, kısmi bilgiler gelir ancak temel kural olan 5n 1K yı tamamlayamadığı için yazamaz, yazmamalı. Aksi halde haber veye bilgi diye paylaştığı şey dedikodudan öteye gidemez.

Bunun aksini yapan da kim olursa olsun asla gazeteci olamaz